12 Temmuz 2016 Salı

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
ÖZGE AKMAN / ARMAĞAN BAYRAKTAR
1.1 GİRİŞ

İnsanı tüm diğer varlıklardan ayıran, onu özel kılan düşünebiliyor olmasıdır. Bu nedenle düşünce özgürlüğü liberal demokrasilerin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Düşünce özgürlüğü özneyi yani düşünce sahibi kişiyi koruyan bir haktır. Hâlbuki gerçek bir demokraside kişiler kadar fikirlerin de korunması gerekir. Zira düşünce kişinin iç dünyasıyla ilgilidir ve gerçekten bir anlam ifade etmesi ancak onun dışa aksettirilmesi yani ifade edilmesi ile mümkündür. İfade bir kişinin duygu, düşünce ve bilgilerini dışa vurması, anlatmasıdır.[1]

Bu bakımdan şunu söylemek mümkündür ifade özgürlüğü esas itibariyle düşünceyi ve düşüncenin dış dünyaya her türlü ifade ediliş biçimini korur. Düşünce özgürlüğü kişinin kendi özel dünyası ile ilgili bir mesele iken ifade özgürlüğü fikirlerin serbestçe yayılması ilave değerini esas alır. Demokrasi tartışmasının odağında ifade özgürlüğünün yer almasının nedeni de budur.[2]

Kişinin düşüncelerini ifade etmesi çeşitli biçimlerde gerçekleşebilir. Düşüncelerin yazıyla ifade edilmesi de bu biçimlerden biridir. Günümüzde düşüncelerin yazıyla ifadesinde en etkin şekilde kullanılan yol basındır. Zira basın bugün, yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü bir kuvvet olarak görülmektedir. Bu nitelendirme yerinde olmamakla birlikte basının kamuoyu üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir.[3]

İfade özgürlüğünün özel bir biçimi olan basın özgürlüğünün öneminin bir sebebi de kamuoyu üzerindeki bu etkisidir. Çünkü basın özgürlüğü yalnızca kişilerin düşüncelerini serbestçe ifade edebilme özgürlüğünü içermez. Bunun yanında kişilere haber, düşünce ve bilgilere ulaşma hakkı da verir.[4]

Kişilerin bilgilere ulaşmasında asıl muhatabı devlet kurumları olacağından, basın için devleti sınırlayan bir dördüncü kuvvet benzetmesi yapılması bu anlamda makul karşılanabilir. Zira basın halkın toplumsal sorunlar hakkında bilgi edinmesine, tartışmasına ve siyasal kararları denetlemesine ve etkilemesine aracı olmaktadır.[5]

Kuşkusuz her özgürlük gibi basın özgürlüğü de sınırsız bir özgürlük değildir ve hemen hemen tüm anayasalarda ve uluslararası sözleşmelerde basın özgürlüğünün hangi nedenlerle sınırlandırılabileceği düzenlenmektedir.
Bu sınırlandırma nedenlerinden birisi de ulusal güvenliktir. Ulusal güvenlik hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde hem de 1982 Anayasasında hem de basın özgürlüğünü sınırlandıran bir neden olarak yer almakla birlikte, anlamı belirsiz olan bu kavramın yorumlanış biçimi Türkiye’de, Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde oldukça farklıdır.

Bu nedenle çalışmamızda öncelikle kavramlara  değinilip, basın ilkeleri, basın özgürlüğü kavramı, basının ve basın özgürlüğünün tarihsel süreçteki evreleri, ülkemizde basın özgürlüğü ve Türkiye hakkındaki değerlendirme raporları incelenecek ve sonuç yazısında Türkiye’de basın özgürlüğünün yeniden nasıl inşa edileceğine ilişkin tespitler dile getirilecektir.


[1] Türkçe Sözlük, s. 1153
[2] ERDOĞAN, s. 20-21.
[3] KABOĞLU, İbrahim Ö., s. 519.
[4] DÖNMEZER, s. 94.
[5] BOZKURT- DOST, s. 58.

2.KAVRAMLAR

2.1.BASIN KAVRAMI

Kitle iletişim araçları, birtakım kaynaklardan elde edilen bilgi ve haberlerin geniş halk topluluklarına yaygın olarak duyurulması amacıyla kullanılan araçlardır.[6]

Bu araçlar gazete, dergi, kitap gibi basılı yayınlar; radyo ve televizyon, sinema filmleri, plak, ses ve görüntü bantları, ses ve görüntü diskleri, bilgisayar ve internet gibi iletişim sağlayan tüm araçlardır. [7]

Modern sanayi toplumunda kitle iletişim araçları; halka yönetim ve siyaset hakkında bilgi aktarmak, yönetimi denetlemek, kriz anlarında kitleleri süratle uyarmak, kamuoyunun düşünce kanaat ve faaliyetlerini açıklamak gibi çok sayıda işlevi yerine getirir.[8]

Kitle iletişim araçlarının en önemlilerinden biri de şüphesiz basındır. Basın, belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütününü ifade etmektedir.[9]
Basın ayrıca modern demokrasilerde ifade özgürlüğünün en etkin şekilde kullanıldığı yollardan biridir.

Basın kelimesi genel olarak yazılı basın, görsel basın ve işitsel basın olmak üzere kullanılsa da kanımızca bu ayrım isabetli değildir. Çünkü internet, televizyon, gazete gibi birçok kitle iletişim aracı görsel, işitsel ve yazılı olma niteliklerini aynı anda haiz olabilir.[10]

 2.2. BASIN TANIMI [11]
İnsan, çevresinde ve dünyada olup bitenleri öğrenmek ve öğrendiklerini veya düşündüklerini başkalarına duyurmak ihtiyacındadır. Bu ihtiyaç az veya çok her insanın doğasında vardır. Bu ihtiyacın giderilmesi için girişilen çeşitli teşebbüsler sonunda; genellikle günlük yayınlanan gazeteler ve haftalık, on beş günlük ve aylık yayınlanan dergilerden oluşan yazılı organlar ile radyo, televizyon, sosyal medya, internet gazetesi gibi elektronik organlardan oluşan ve amacı her çeşit haber ve fikirleri topluma ulaştıran tüm yayın ürünleridir.

2.3. BASIN ÇALIŞANLARI: GAZETECİ [12]
Doğru kaynaklardan edindiği olay, olgu, belge ve bilgilere dayalı yazılar ya da görsel-işitsel içerikleri, halka ulaştıran; muhabir, editör, foto muhabiri, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, köşe yazarı gibi gazetecilik ruhsatına sahip kişilerdir.
Nezih Demirken’in Tanımı:
“Her eline kalem alan kişi ya da her sarı basın kart sahibi olan gazeteci sayılmayabilir. Yine ben 40 yıldır yazı yazıyorum demek ya da bir gazetenin birinci sayfasında imzasını görmek bir insanın gazeteci olması için yeterli değildir.”

Uğur Mumcu’nun Tanımı:
“Gazeteci haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlarına sunan insandır.”

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ)’nun Tanımı:
“Asli, sürekli ve ücretli işi bir ya da birkaç yazılı veya görsel-işitsel kitle iletişim aracına yazı veya resimle katkıda bulunan, kazancının çoğunu böylece sağlayan kişidir. Gazetelerde ve süreli diğer yayınlarda veya radyo ve televizyondan yayınlamak üzere güncel olayları ve haberleri toplayan, veren, yorumlayan kişidir.”

2.4. GAZETECİLERİN VE BASIN YAYIN KURULUŞLARININ UYMASI GEREKEN

Haber ve bilgiyi toplayan, yayımlayan, dağıtan ve yorum yapan ve olayları açıklayan gazetecilerin mesleki tavırlarının standartlarını belirleyen aşağıdaki uluslararası bildirge, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu(FIJ) tarafından onaylanmıştır.

Gazetecinin ilk görevi doğruya ve kamunun doğruyu bilmesine saygıdır. Görev sırasında tarafsız yorum ve eleştiri hakkını ve haberin dürüst toplanması ve basımında özgürlük ilkesini her zaman savunur. Gazeteci sadece, aslını bildiği gerçeklere uygun olarak haber verir. Gazeteci, temel bilgiyi saklamaz ve belgeyi tahrif etmez. Gazeteci haber, fotoğraf ve belge toplamakta dürüst yöntemler kullanır. Gazeteci, yanlışlığı kesinlikle ispat edilen basılı bir bilgiyi düzeltmek için elinden gelen tüm çabayı gösterir. Gazeteci, güvene bağlı olarak elde edilmiş bilginin kaynağına ilişkin mesleki gizliliğe uyar. Gazeteci, iletişim araçları ile artırılan ayrımcılığın tehlikesinin farkında olmalıdır ve toplumsal, ulusal, siyasi ve diğer görüşlere, din, dil, ırk, cinsiyete dayalı ayrımcılığa olanak sağlanmasından kaçınmalıdır.

Gazeteci, aşağıdaki hususları ciddi mesleki hatalar olarak ele almalıdır:

Haber çalma (intihal),
Kötü niyetli yanlış açıklamalar,
İftira, onur kırıcı yayın, temelsiz suçlama,
Yayın ya da baskı yapma bağlamında herhangi bir biçimde rüşvet kabul etme.

Bu ada layık olan gazeteciler, yukarıda belirtilen ilkelere sadık kalmayı görev bilirler.
Her ülkenin genel kanunları çerçevesinde, gazeteciler profesyonel konularda sadece meslektaşlarının yargılarını kabul ederler ve yönetim veya diğer yerlerden gelecek müdahaleleri kabul etmezler.
  
2.4.2. Basın Meslek İlkeleri [14]

# Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.

# Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz.

# Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.

# Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan ve iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

# Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.

# Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz.

# Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz.

# Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir.

# Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse "suçlu" ilan edilemez.

# Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez.

# Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik ve benzeri nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır.

# Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.

# Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan kaçınılır.

# İlan ve reklâm niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir.

# Yayın tarihi için konan zaman kaydına saygı gösterilir.

# Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar.
2.4.3. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi [15]

Aşağıda tanımı yapıldığı üzere her gazeteci ve basın-yayın organı, gazetecinin haklarını savunmalı ve meslek ilkelerine uymalı ve uyulmasını gözetmelidir. Basın-yayın organları yöneticileri; genel yayın yönetmeni yahut müdürü, yazı işleri müdürleri yahut sorumlu müdürler, sıfatları ne olursa olsun, kuruluşlarında görevli gazetecilerin meslek ilkelerine uygun hareket etmesinden sorumludur. Gazetecinin hakları, halkın haber alma hakkının ve ifade özgürlüğünün; meslek ilkeleri ise dürüst ve doğru iletişimin temelidir. Meslek ilkeleri gazetecinin ve basın-yayın organlarının özdenetimini öngörür ve değerlendirme mercii öncelikle vicdanlarıdır.

İnsan Ve Yurttaş Hakkı: Herkes, bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce ve çeşitli iletişim yollarıyla bunu ifade ile serbest eleştiri hakkına sahiptir. Düşünce ve özgürlüğünün kullanılmasının temel yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır. Bu hakların demokratik hukuk devletinde anayasal güvence altında olması esastır.

Gazeteci Tanımı: Düzenli bir şekilde, günlük yahut süreli bir yazılı, görüntülü, sesli veya elektronik basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar gazetecidir. Basın ve yayın alanındaki her işletme, bu tanıma uygun çalıştırdıkları gazetecileri, kanunların gazetecilere tanıdığı haklardan yararlandırmak zorundadır.

Gazetecinin Sorumluluğu: Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru ve dürüst haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı kamusal sorumluluğu, başta işverenine veya kamu otoritelerine karşı olmak üzere, diğer tüm sorumluluklardan önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu taşır ve paylaşır. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler.

Gazetecinin Hakları:
# Gazeteci tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir. Kamusal ve özel tüm işlerde, gazetecinin karşısına çıkarılacak gizlilik ve sır gibi engeller, açık ve ikna edici gerekçelere sahip olmalıdır. Gazeteci, kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca, kaynağını açıklamaya ve tanıklık yapmaya zorlanamaz. Kaynağı tarafından açıkça yanıltıldığı durumlar bunun istisnasıdır.

# Gazeteci, çalıştığı basın ve yayın organının kendisiyle yaptığı sözleşmede de kaydedilen temel çizgisini dikkate alır. O temel çizgi dışındaki ve onunla çelişen yahut orada açıkça belirtilmemiş olan tüm telkin, öneri, istek ve talimatları reddetme hakkına sahiptir.

# Gazeteciler, özellikle de yazı işleri çalışanları, basın-yayın işletmesinin işleyişini etkileyen önemli kararlardan haberdar edilmeli ve gereğinde kararların alınmasına katılmalıdır.

# Gazeteciler örgütlenme hakkının yanı sıra görevinin maddi ve manevi güvencesini sağlayan bir kişisel sözleşme yapma ve ekonomik bağımsızlığını garantiye alacak şekilde emeği ile yeteneğine uygun bir ücret alma haklarına sahiptir.
Gazetecinin Temel Görevleri Ve İlkeleri:

# Halkın gerçekleri ve doğruları bilme hakkı adına, gazeteci kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır.

# Gazeteci bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunur.

# Gazeteci, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Irk, etnisite, cinsiyet, dil, milliyet, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci, her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtıcı yayın yapmamaya özen gösterir.

# Gazeteci, kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamaz; kaynak açık olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarıları yapmak zorundadır. Ajanslardan alınan özel haberler kullanılırken kaynak belirtilmesine özen gösterilir.

# Gazeteci temel bilgileri yok edemez, görmezlikten gelemez ve metinlerle belgeleri değiştiremez, tahrif edemez. Yanlış, yanıltıcı ve tahrif edilmiş yayın malzemesi kullanmaktan uzak durur.

# Gazeteci, bilgi, haber, fotoğraf, görüntü, ses, belge elde etmek için yanıltıcı yöntemler kullanamaz.

# Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiç bir amaç için, izin verilmedikçe özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez.

# Gazeteci, basılmış, yayınlanmış her yanlışı en kısa sürede düzeltmekle yükümlüdür. Gazeteci, cevap hakkına saygılı olmalıdır.

# Gazeteci, kendisine güvenilerek verilmiş bilgilerin, belgelerin kaynaklarını, kendileri izin vermediği sürece, mesleki gizlilik ilkesi uyarınca, hiç bir şekilde açıklamaz.

# Gazeteci, intihal (aşırma), iftira, hakaret, lekeleme, saptırma, manipülasyon, söylenti, dedikodu ve mesnetsiz suçlamalardan kesinlikle uzak durur.

# Gazeteci, bir bilginin, haberin yayını yahut yayınlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanından milletvekiline, iş adamından bürokratına kadar haber kaynağı olarak da kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişim meslek ilkelerini gözeterek yürütür.

# Gazeteci, gazetecilik mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz ve ilan-reklam kaynaklarından herhangi bir maddi çıkar sağlayamaz.

# Gazeteci, ne konuda olursa olsun, elde ettiği bilgileri geniş biçimde yayın konusu yapmadan kendi menfaati için kullanamaz. Mesleğini, ne şekilde olursa olsun, (kanunların ve yönetmeliklerin kendisine tanıdığı hakların dışında) ayrıcalıklar kazanmak amacıyla kullanamaz.

# Gazeteci, her ne amaçla olursa olsun, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle mesleğini ve kendisini kullandırmaz, bunlara başvurmaz.

# Gazeteci her türlü baskıyı reddeder ve çalıştığı basın-yayın organındaki yöneticileri dışında kimseden işiyle ilgili talimat alamaz.

# Gazeteci sıfatını taşımayı hak eden herkes meslek ilkelerine de en yüksek seviyede uymayı taahhüt eder ve ülkesindeki kanunlara saygılı olmakla birlikte, hükümet ve benzeri kurumların müdahalelerine kapalıdır. Mesleki olarak sadece meslektaşlarının ve kamuoyunun değerlendirmeleri ile bağımsız yargı organlarını dikkate alır. Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politikalar konularında bazı önyargılara değil, halkın haber alma hakkına öncelik verir. Onu meslek ahlakı, gazeteciliğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir.

Gazetecinin Doğru Davranış Kuralları

Haber-Yorum: Salt haberle yorum ve görüş ayrımı açık yapılmalı, okurun ve izleyicinin neyin haber, neyin yorum olduğunu kolayca seçebilmesini sağlamalıdır.

Fotoğraf-Görüntü: Fotoğraf yahut görüntünün güncel olup olmadığı açık biçimde belirtilmeli, canlandırma görüntülerde de bu, seyircinin fark edebileceği biçimde ifade edilmelidir.

Haber-İlan (Reklam): Haber ve yorum metinleri yahut görüntüleri ile İlan-Reklam amaçlı metinlerin ayrımı hiç bir karışıklığa yer bırakmayacak ölçüde yapılmalıdır.

Yargı: Hazırlık soruşturması sırasında soruşturmayı zaafa uğratan, yönlendiren tarzda haber verilmesinden kaçınılmalıdır. Gazeteci yargı sürecinde taraf olamaz. Ne haberin verilişinde, ne de başlık ve benzeri sunuşlarda mahkeme kararı kesinleşmedikçe, bir zanlı veya sanık suçlu ilan edilemez. Haberlerde ve yorumlarda suçluymuş gibi değerlendirmeler yapılamaz.

Çocuk: Çocuklarla ilgili suçlarda ve cinsel saldırılarda sanık, tanık ya da mağdur (maktul) olsun, 18 yaşından küçüklerin açık isimleri ve fotoğrafları yayınlanamaz. Çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek durumlarda, gazeteci, çocuktan sorumlu bir başkasının izni olmaksızın çocukla röportaj yapmaz ve görüntüsünü almaya çalışmaz.

Cinsel Saldırılar: Cinsel saldırı mağdurlarının fotoğrafları, görüntüleri veya kimlikleri, açık kamu yararı olmadıkça yayınlanamaz.

Kimlik Veya Özel Durum: Açık kamu yararı olmadıkça ve olayla doğrudan ilgisi, bağlantısı bulunmadıkça, bir insanın davranışı veya işlediği suç, onun ırkına, milliyetine, dinine, cinsiyetine, cinsel eğilimine, hastalığına yahut fiziksel, zihinsel özürlü olup olmamasına dayandırılamaz. Kişinin bu özel durumu, alay, hakaret, önyargı konusu yapılamaz.

Sağlık: Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluğa yahut sahte umutlara sevk edecek yayın yapılmamalıdır. İlaç tavsiyesinde mutlaka uzmana danışmalıdır. Hastanelerde araştırma yapan, bilgi ve görüntü almaya çalışan gazeteci, kimliğini belirtmek ve girilmesi yasak bölümlere ancak yetkililerin izniyle girmek zorundadır. Aynı şekilde yetkilinin, hastanın yahut yakınının izni olmaksızın hastane ve benzeri kurumlarda her türlü yolla ses ve görüntü alınmamalıdır.

Hediye: Kararlarla ve yayınlarla ilgili önyargı, kuşku yaratacak her cinsten kişisel hediye ve maddi menfaat reddedilmelidir.

Müessese Çıkarı: Gazetecinin bir basın-yayın organındaki işlevini Hak ve Sorumluluk bildirgesindeki hakları, sorumlulukları ve görevleri belirler. Gazeteci, bu mesleki çerçeve ile yayın organının çizgisi dışında, müessese çıkarı söz konusu olsa dahi, hiçbir faaliyete gönüllü yahut zorla katılamaz.

Özeleştiri: Gazeteci ile basın-yayın organları, tekzip ve cevap hakkı gibi zorunlulukların dışında da, yanlışları düzeltmek ve özeleştiri yapmakla yükümlüdür.

Taraf olma: Gazeteci ve yayın organı, her ne nedenle ve her ne biçimde olursa olsun, taraf oldukları bir olaydaki konumlarını kamuoyuna açıkça belirtmelidir. Yayın organı yahut yorumcu, siyasi, ekonomik ve toplumsal tercihlerinin doğrultusunda yayın yapabilir. Bu durumda da bu tavır açıkça ortaya konulmalı, ayrıca haber-olay ayrımı kesin biçimde yapılmalıdır.

Özel hayat: Çerçeveyi, Bildirge'nin ilgili maddesi çizer. Asıl olan kamu yararıdır.
Özel hayatın gizliliğinin geçersiz sayılabileceği başlıca konular şöyle sıralanabilir:

# Büyük bir suç yahut yolsuzluk üstüne araştırma ve yayın..

# Toplumu kökü etkileyici bir tutumla ilgili araştırma ve yayın..

# Toplumun güvenliğinin veya sağlığının korunması..

# İlgili kişinin sözleri yahut eylemleri sonucu halkın yanılmasının, yanıltılmasının veya yanlış yapmasının engellenmesi..

Bu durumlarda dahi özel hayatın kamuya açılan kesiti mutlaka konuyla doğrudan ilgili olmalı veya ilgili kişinin özel hayatının onun kamusal faaliyetini de etkileyip etkilemediği gözetilmelidir.

Bilgi-Belge: Doğrudan kamu yararı olmadıkça, sahibinin izni dışında belge, fotoğraf, ses yahut görüntü alınamaz. Kamu çıkarı söz konusu olduğunda dahi, yukarıdakilerin başka hiçbir şekilde elde edilemeyeceğine kesin kanaat getirilmiş olması gerekir. Yıldırma, tehdit ısrar: Gazeteci, bilgi veya görüntü almak için tehdit, şantaj gibi yıldırma yolları ile hırpalama, zorlama gibi yöntemlere başvurmaz. Açık kamu yararı olmadıkça, gazeteci bilgi, ses görüntü için, muhatabı istemediği halde zorlayıcı olamaz ve özel hayatla ilgili mekanlarda izinsiz bulunamaz.

Haber için para: Açık ve kesin kamu yararı olmadıkça, gazeteci belge yahut görüntü temini amacıyla, bir başka suçla ilgili sanık, tanık veya onların yakınlarına para veremez.

Sarsıcı durumlarda: Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere riayet edilerek duygu sömürüsünden kaçınılmalıdır.

Suçlu yakınları: Gazeteci, sanıkların yahut suçluların akrabalarını, yakınlarını, olayla ilgileri olmadıkça veya olanın doğru anlaşılması için gereği bulunmadıkça teşhir etmez.


Ekonomik, mali bilgi: Kanunlarla yasaklanmış olmasa dahi, gazeteci elde ettiği ekonomik-mali bilgileri geniş biçimde yayınlamadan önce kendisinin yahut yakınlarının menfaati için kullanamaz. Gazeteci, kendisinde ve yakınlarında bulunan hisse senedi ve benzeri mali araçlar konusunda, yayın organındaki sorumluları bu menkul kıymet sahipliği hakkında doğru bilgilendirmediği sürece yayın yapamaz. Gazeteci, hakkında haber yahut yorum yazdığı ya da yakında yazacağı menkul veya gayrimenkul kıymetlerin doğrudan veya dolaylı alım satımını yapamaz.

Ambargo: Gazeteci, kendi çabasıyla elde etmedikçe, bir kaynağın verdiği bilgi ve belgenin yayınlanma tarihi konusunda onun arzusuna uyar. Gazeteci, röportaj, haber, yorum veya görüntü, yayın şekli ne olursa olsun, hazırladığı yayın organındaki sorumlular dışında, kaynağı da dâhil kimseye denetlettirmekle yükümlü değildir.

Rekabet: Gazeteci, rekabet nedeniyle de olsa, bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçınır. Bir meslektaşının yayınını engelleyici davranışlarda bulunamaz.

Özdeşleşme: Gazeteci, ihtisas alanı ne olursa olsun öncelikle gazetecidir. Polis muhabiri, polis yahut sözcüsü, spor muhabiri kulüp yöneticisi yahut sözcüsü, herhangi bir partiden sorumlu muhabir onun üyesi yahut sözcüsü gibi davranamaz, yayın yapamaz.

Bu ada layık olan gazeteciler, yukarıda belirtilen ilkelere sadık kalmayı görev bilirler. Her ülkenin genel kanunları çerçevesinde, gazeteciler profesyonel konularda sadece meslektaşlarının yargılarını kabul ederler ve yönetim veya diğer yerlerden gelecek müdahaleleri kabul etmezler.

2.5. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI VE SINIRLARI

2.5.1 BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin ve demokratik düzenin temel taşlarından biridir. İfade özgürlüğü en geniş anlamıyla; bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçı yoldan açığa vurulmasının serbest olmasıdır. [16]

İfade özgürlüğünün hizmet ettiği iki temel amaç vardır. İlk amaç insanın kendini entelektüel ve iletişimsel açıdan gerçekleştirmesini sağlamak, ikinci amaç ise toplumun demokratik olarak biçimlenmesini sağlamaktır.[17]  Bu nedenledir ki ifade özgürlüğü yalnızca düşünceyi açıklayan aktif süjeler için değil, bu düşünceye ulaşan pasif süjeler için de önemlidir. [18]

İfade özgürlüğünün önemli bir unsurunu oluşturan bilgi ve düşüncelerin pasif süjelere ulaştırılması sırasında kullanılan farklı yöntemler, farklı özgürlük kategorilerini meydana getirmektedir.[19]  Bilgi ve düşüncelerin, günümüzde en etkili kitle iletişim araçlarından biri olan basın yoluyla açıklanması hâlinde basın özgürlüğü söz konusu olmaktadır. Basının düşüncenin açıklanmasına ve yayılmasına sağladığı genişlik ve güç, genel nitelikteki ifade özgürlüğünün yanında basın özgürlüğü kavramının doğmasına yol açmıştır. [20]

Basın özgürlüğü genellikle haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğü olarak tanımlanmıştır. Bu tarife göre basın özgürlüğü; haber, bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir.[21]

5187 sayılı Basın Kanununun 3. Maddesine göre ise “Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma hakların içerir”. Basın aracılığıyla yapılan yayım düşüncelerin açıklanmasının özel bir türüdür; ancak bununla birlikte düşünceyi açıklama özgürlüğünden farklı bir özgürlük kategorisi oluşturur. [22]

Nitekim 1982 Anayasasının 26. Maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün yanında, 28. Maddede basın özgürlüğü ayrıca düzenlenmiştir. “Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mâli teminat yatırma şartına bağlanamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır”. [23]

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi basın özgürlüğünü ifade özgürlüğünün kullanım biçimlerinden biri olarak kabul etmiştir. Sözleşmenin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesine göre, “Herkes ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak düşünce özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir”.[24]

2.5.2. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI
Toplum hayatında temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması kaçınılmazdır. [25]

Demokratik toplumlarda da bir temel hak ve özgürlüğün sınırlandırılması kabul edilebilir görülmüştür. Çünkü devletin ve toplumun var olabilmesini ve devamlılığını sağlamak için hürriyetleri sınırlamak kaçınılmaz bir zorunluluk teşkil eder. [26]

Hiçbir zaman, hiçbir toplumda sınırsız özgürlük diye bir şey olamayacağı, sınırsız özgürlüğün anarşi doğuracağı ve sonuçta özgürlükleri yok edeceği çok fazla açıklama gerektirmeyecek bir gerçektir. [27]

İnsan hakları düşüncesinin en önemli çıkmazlarından biri olarak ortaya çıkan bu sorun, günümüzde özgürlüklerle düzen arasında bir denge kurularak çözülmeye çalışılmaktadır. [28]

Bireysel özgürlükleri korumak adında, Gazetecik etik ilkelerinde de belirtilen hallerde haber yapma ya belli sınırlamalar getirilmiştir.

İfade özgürlüğü bir toplumda korunması gereken tek değer değildir. Bu nedenle bu özgürlüğün toplumun huzuru, asayiş ve ulusal güvenlik gibi değerlerle çatışması hâlinde bir uzlaşmanın sağlanması gerekir. [29]

Bu uzlaşmanın sağlanması ve ulusal güvenliğin korunması amacıyla Birleşmiş Milletler Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve AİHS gibi önemli uluslararası sözleşmelerde ulusal güvenlik, ifade özgürlüğünü ve dolayısıyla basın özgürlüğünü sınırlandıran bir neden olarak düzenlenmiştir. [30]

Gerek 1982 Anayasasının 28. maddesi, gerek AİHS’nin 10. maddesi, gerekse AİHM ve Amerika Yüksek Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar dikkate alındığında basın özgürlüğünün sınırları başkalarının şöhret ve haklarının korunması”, “devletin ve toplumun korunması”, “ahlâkın korunmasıolmak üzere üç kategori altında toplanabilir. [31]

Basın özgürlüğünün ulusal güvenlik nedeniyle sınırlandırılması devletin ve toplumun korunması kategorisi içerisindedir.

KAYNAKÇ

AARSLAN, Zühtü, Anayasa Teorisi, 2. Basım, Seçkin Yayınları, 2008, Ankara.

BEYDOĞAN, T. Ayhan, Türk Hukukunda Siyasî İfade Hürriyeti, Liberal Düşünce Topluluğu Yayınları, Ankara, 2003.

ÇANKAYA, Özden- BATUR YAMANER, Melike, Kitle İletişim Özgürlüğü, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2006.

ÇEÇEN, Anıl, İnsan Hakları, Genişletilmiş 3. Basım, Savaş Yayınevi, Ankara, 2000.

ERDOĞAN, Mustafa, İfade Özgürlüğü ve Sınırları, İletişim Yayınları, İstanbul, 2007.

DÖNMEZER, Sulhi, Basın ve Hukuku, 4. Basım, İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 2213, İstanbul, 1976.

GÖZLER, Kemal, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Genişletilmiş 4. Basım, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa, 2007.

SALİHPAŞAOĞLU, Yaşar, Türkiye’de Basın Özgürlüğü, Seçkin Yayınları, Ankara, 2007.

SUNAY, Reyhan, Avrupa Sözleşmesinde ve Türk Anayasasında İfade Hürriyetinin Muhtevası ve Sınırları, LDT Yayınları, Ankara, 2001.

TÜRKÇE SÖZLÜK, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yayınları, Ankara, 2010.







[6] Türkçe Sözlük, s. 1451.
[7] SALİHPAŞAOĞLU, s. 23.
[8] SALİHPAŞAOĞLU, s. 15.
[9] Türkçe Sözlük, s. 258.
[10] SALİHPAŞAOĞLU, s. 23.
[11] SALİHPAŞAOĞLU, s. 24.
[12] Gazeteci Kimdir. - http://www.roportaj.com.tr/roportorun_el_kitabi/goster/id/53/gazeteci-kimdir
[13] Uluslararası Basın Meslek İlkeleri  - http://www.roportaj.com.tr/roportorun_el_kitabi/goster/id/61/uluslararasi-basin
[14] Basın Meslek İlkeleri -  http://www.roportaj.com.tr/roportorun_el_kitabi/goster/id/60/basin-meslek-ilkeleri
[15] Tür. Gaz. Hak ve Sor. Bild. -  http://www.roportaj.com.tr/roportorun_el_kitabi/goster/id/63/turkiye-gazetecileri
[16] ERDOĞAN, s. 19.
[17] BEYDOĞAN, s. 22.
[18] ÇANKAYA - BATUR YAMANER, s. 1.
[19] SUNAY, s. 129.
[20] SALİHPAŞAOĞLU, s. 25-26.
[21] DÖNMEZER, s. 41.
[22] SALİHPAŞAOĞLU, s. 26
[23] SALİHPAŞAOĞLU, s. 26
[24] http://www.echr.coe.int/NR/rdonlyres/D5CC24A7-DC13-4318-B457-5C9014916D7A/0/CONVENTION_ENG_WEB.pdf
 [25] GÖZLER, s. 134.
[26] KAPANİ, s. 228.
[27] KAPANİ, s.217.
[28] ÇEÇEN, s.38.
[29] ARSLAN, s. 29.
[30] Birleşmiş Milletler Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 12. Maddesinin 3. fıkrası,
[31] SALİHPAŞAOĞLU, s. 44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder